Türk Kadınına Seçme ve Seçilme hakkının verildiği 5 Aralık günü aynı zamanda Dünya Kadın Hakları Günü olarak da kutlanmaktadır. Dünya Kadın Hakları Gününün temeli ise oldukça erken tarihlere rastlar.
Tarih boyunca kadınlar, gerek toplumsal yaşamda gerekse siyasal yaşamda hak mücadelesi yapmaktadırlar. Kadınların haklarını kazanma konusundaki çalışmalar çok eski tarihlere gitse de, modern anlamda 1791 yılında Olympe de Gouges’in Kadın ve Yurttaş Hakları Bildirgesine dayanmaktadır. Bu bildirge ile kadınlar seçme ve seçilme haklarını talep etmişlerdir.
Türkiye’de ise; Osmanlı İmparatorluğu’nun özellikle son yıllarında kadın hareketlerinin başlamasına rağmen kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmesi konusunda bir gelişme yaşanmamıştır.
Cumhuriyetin ilanından sonra hemen her alanda yenileşme hareketlerine başlayan Türkiye Cumhuriyeti kadınlara yönelik de bir takım girişimlerde bulunmuştur. Bu girişimlerin ilki 1926 yılında yayımlanan Medeni Kanun’dur. Bu kanunla kadınlarımız önemli kazanımlar elde etmiş; toplumsal hayata daha fazla katılmaya başlamışlardır.
Ancak, Medeni Kanunun ilanı Türk Kadınına “Seçme ve Seçilme Hakkı” tanımamıştı. Bu hakkın tanınması için kadınlarımız, 1930’lu yılları beklemek zorunda kaldı. 3 Nisan 1930 tarihinde kabul edilen Belediye Yasası ile seçme ve seçilme konusunda da kadınlar ile erkekler arasında eşitlik sağlanmıştı. 18 yaşını dolduran her Türk vatandaşı olan kadın belediye seçimlerinde oy kullanabilecek; 25 yaşını bitiren kadınlar ise Belediye Başkanlığına, Belediye Meclis Üyeliğine aday olabileceklerdi.
Kadınların her alanda başarılı olmasını isteyen Mustafa Kemal Atatürk; “bir milletin erkek ve kadından oluştuğunu erkeklerin belli bir seviyede olmasına karşın kadınların zincirle bağlı kalmasının o toplumu yükseltemeyeceğini” belirterek çalışmalara devam etmiş ve 1935 seçimleri öncesinde bir kanun taslağı hazırlanarak Başbakan İsmet İnönü ve 191 arkadaşı tarafından TBMM’ne bir önerge verilerek “kadınlara milletvekili seçimlerine katılma ve milletvekili olabilme hakkı” tanınması istenmişti. Önergenin 5 Aralık 1934 tarihinde kabul edilmesiyle de Türk Kadını siyasal alanların tamamında seçme ve seçilme hakkına sahip oldu.
8 Şubat 1935 tarihinde yapılan seçimler sonucunda da TBMM’ne 17 kadın milletvekili olarak girdi. Daha sonra yapılan ara seçimde bir kadın milletvekilinin de meclise girmesiyle V. Dönem TBMM’de 18 kadın milletvekili yer almış oldu.
Dönemi itibariyle Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Hakkının tanınması oldukça çağdaş bir karardı. Türkiye başta Fransa ve İsviçre gibi ülkelerden çok daha önce bu hakkı kadınlarına tanımıştı. Bu hak Fransa’da 1944 yılında, İtalya’da 1945’te, Yunanistan’da 1952’de, Belçika’da 1960’da, İsviçre’de 1971’de tanınmıştı.
Böylece 5 Aralık 1934 günü hem Türkiye’de hem de dünyada “Kadın Hakları” günü olarak kutlanmaktadır.
Tüm kadınlarımızın Dünya Kadın Hakları Gününü kutlarım.
Armağan ÜRETEN
SMMM – Doğa Sigorta Mali İşler Uzmanı